Yazar: 13:03 Genel Kafalar

Bir takım kitaplar ve bazı insanlar

Haşmet Ateşer/

Başlamadan önce söyleyeyim, kitap okuyan insanlar kaça ayrılır, bunlar nasıl tiplerdir gibi bir kaygı ya da tasvir gayem olmadığını belirtmek isterim. Kıvamınca gözlemin, kendi öyküm ile yoğrulduğu nev-i şahsına münhasır bir durum ile karşı karşıyayız.

Yeni kitaba başlamak hep çok zor gelir bana, kitap okumayı sevmeyen bir adam olduğumu falan düşünmeyin, aksine kendime yaptığım tek iyi niyetli jesttir kitap okumak. Lakin bu başlangıç aşamasından itibaren iç sıkılması sarar beni. Henüz bitirdiğim kitabı rafına geri koyarken başlar o seçim stresi. Daha yeni okuyup bitirdiğim tarzdan mı devam etmeliyim, belki yeni bir yazarla tanışmanın vaktidir. Kısa hikaye mi okusam yoksa külliyatımın eksiklerini gidermek için yaptığım listeden bir şeyler mi eksiltmeye baksam. Ya da birine sorsam, tavsiye etse, koşa koşa alsam, heyecanla okusam, bitirdiğimde mutluluktan başkalarına önersem, en başında bana tavsiye edeni öve öve bitiremesem keşke.

Eğer sizde buna benzer ruh hallerine aşinaysanız, aynı kumuştanız demektir ve rahatlıkla yazının bundan sonrasına devam edebilirsiniz, geri kalanlarsa bizi burada kendi yalnızlığımıza terk edebilirler.

Kitap önerisi almaktan bahsediyordum, önerilen kitabı almak için kayıtsız bir güven duymam gerekiyor önericiye, en az benim kadar kitap okuduğuna, edebiyata kıymet verdiğine, kendince bir tarzı olduğuna emin olmalıyım ki, kitabı alıp okuyayım. Yani temelde hayatım için tavsiye almayacağım kimseden kitap tavsiyesi de almıyorum diyebilirim, bu yüzden çevreden gelebilecek öneriler epey azalıyor ama bazen aradan çıkan 1 ya da 2 istisnai öneri yetiyor tüm kitaplık kurgusunu baştan yazmaya. Ben burada şanslı sayılabilecek insanlardanım, çünkü tam 20’li yaşlarımın başında, yazma-okuma konusunda şeklimi, şemalimi oturtmaya başlayacağım dönemde büyük biraderim Batuğ ile tanışma şansını yakaladım. NBA üzerine bir çoklarının önünün açılmasına sebep olan Batug.com isimli bir sitesi vardı, basketbol yazılarını takip etmekten çokça keyif alırdım, vesile oldu, 1-2 rezalet NBA yazımı yolladım, kibar bir dille yazının felaketini dile getirdiler, sağ olsunlar. Sonrasında siteyi kapattı, mail attım ‘sevgili Bat, keder, üzüntü, vs. vs.’ diyerek duygularımı yazdım. ‘Geçen görsün diye mezarına taş diktik, havalı bir ömür sürdü, üzülme’ dedi, mailleşmeye başladık, sonra denk geldi buluştuk, evinde ağırladı beni. Uzunlamasına, duvara gömülü, büyük bir kitaplığı vardı, rastgele konular, kişilerden bahsederken kalkıp aradan kitap çekiyor, bak biladerim şunu oku diye elime tutuşturuyordu. Konudan saptığımın farkındayım, azcık daha sıkın dişinizi, ilgili yere ulaştıracağım sizi. Okuduğum kitaplardan bahsettikten sonra okumaktan en çok keyif aldığım herifle tanıştırdı beni, masaya Charles Bukowski teşrif etmişti. İhtiyardan başka zaman uzun uzadıya bahsetmek isterim ama bilmeyenler için yer altı edebiyatının en azılı yazarıdır, sağlam serseridir, hayatı umursamaz, söver, sayar, küfürlü yazar, alkolü, kadınları ve atları (yalnızca kazandığında) çok sever ve Fante’den benim tanrım diye bahseder, Hemingway ile boks yaptığını iddia ettiği eğlenceli bir hikayesi vardır. İlk okuduğum kitabı Ekmek Arası olmuştu, takip eden yıllar boyunca elime geçirebildiğim her kitabını yalayıp yuttum, Postanesi’ni ayrı sevdim, Suda Yan Ateşte Boğul’u kendime başlık edindim. Şiirlerini ikinci yeni ile harmanladım, yazılarımın mengenesini gevşettim, daha az umursadım, daha çok hayal ettim, toplum baskısı hakkında beylik laflar etmeye başladım. Alice’in harikalar dünyasının, Neo’nun takip ettiği beyaz tavşanın gittikleri yerin kendini izole etmeyi seçmiş, yer altı seven insanların cenneti olduğuna inandım. Yaklaşık 7 sene geçti, Batuğ ile tanışalı, tarz sahibi, umursamaz basketbol yazarı herifin teki, yazarın biriyle dokundu fikrime, edebiyatıma. O gün bugündür başucu kitaplarımda durur önerdikleri.

Buraya kadar yazdıklarıma sırtımı verip, samimiyetinize güvenerekten, belki okuduklarından sonra yeni bir kitaba şans vermek isteyeniniz olur diye araya sıkıştıracağım bazı kitaplar olacak, halet-i ruhiyenizi ferahlatacak cinsten olanı Ercan Kesal’dan ‘Peri Gazozu. Şiire düşmek isteyeniniz için Edip Cansever’den ‘Gelmiş Bulundum’. Ağır Roman  janralarından keyif alanlarınız için Küçük İskender ‘Bir Delinin Ot Defteri’. Son olarak bahsinin bunca geçtiği adamdan, Charles Bukowski ‘ Kasabanın En Güzel Kızı’.

Görüşmek üzere.

 

@hasmetateser

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close