Yazar: 15:42 Genel Kafalar

7YÜZ | 4.Bölüm EŞİTLİK – Bölüm İncelemesi

7YÜZ’ün 4.bölümü EŞİTLİK geçtiğimiz Cuma günü yayınlandı. İnternet televizyonu dizisi olarak adlandırabileceğimiz 7YÜZ’ün alışıla gelmiş yerli TV yapımlarına göre çok daha esnek ve gerçekçi olduğunu söylemiştim, bolca toplumsal eleştiriyle birlikte bence dizinin en cesur bölümünü geride bıraktık. 7YÜZ’ün tüm öyküleri zaten Tunç Şahin’e ait, 2 bölümün ardından bu bölümü kendi senaryolaştırmış ve yönetmiş. Başroller Pınar Göktaş ve Ekin Koç karakterlerine çok iyi bürünmüşler, bölüm içinde olan bitene dair her duyguyu izleyiciye geçirmeyi başarıyorlar. Yazının geri kalan kısmında bol bol olan biteni anlatacağım için bence izlemeden okumayın ama izledikten sonra muhakkak bir uğrayın.

Bölümün asıl hikayesini gölgelemeden neden cesur olduğuna dair kısaca şunları yazmak istiyorum. Hikayeyi cesur kılan şey içinde ki küfür ve cinsellik öğeleri değil. Bu tarz meseleler üzerinden toplumun ikiyüzlülüğünü ekrana yansıtabilmesi. Cesaret mevzusu bunu izlenebilir, ders çıkartılabilir halde yaygına sunabilmek için uğraş, emek vermek. Yapımcısı, oyuncusu, aç parantez ‘Pınar Göktaş’ kapa parantez, yönetmeniyle ağır sorumluluk altına girmek demek bu. Layıkıyla yapmışlar işlerini.
7YÜZ bu bölümle tempoyu kesinlikle arttırdı, 2. Ve 3.bölümün bitki örtüleri daha yumuşakken, artık dizinin yarısından fazlasını tükettiğimiz 4.bölümün sert mesajları vardı, izleyiciyi içine alıp buhranıyla yüzleştiren cinstendi. Pınar Göktaş’ın hayat verdiği Dilek karakterine Ekin Koç’un karakteri Kaan eşlik ediyor. Bölüm 5 sene öncesinden Dilek’in anısıyla açılıyor, o zamanki sevgilisini görüyor ve sevişme sahnesinin ardından günümüze dönüyoruz. Toplumun her kesiminden farklı yaş, meslek, cinsiyet gruplarına ait insanların porno izledikleri sahneyi izlerken içeriğinde Dilek ile karşılaşıyoruz, geçmişte izlediğimiz sevişme sahnesi erkek arkadaşı tarafından kaydedilmiş ve bir şekilde internete sızmış halde. Konunun hızlıca boka saracağını anlamamız için pornoyu izleyen kişiler arasına Dilek’i tanıdığını belli eden birisi eklenmiş. Dramatik etkiyi daha iyi hissedebilmemiz için büyük kötülük patlamadan önce Kaan ve Dilek’in sahil kenarında zaman makinesi sohbetini dinleyip, laf arasında yine Balıkesir’e bağlanıyoruz. Kaan’ın niyet tavşanlı evlilik teklifi ardından ortak arkadaşların dahil olduğu minik kutlamayla sahneden mutlu ayrılıyoruz. Dilek üniversitede öğretim görevlisi ya da asistan pozisyonunda, derse girdiğinde öğrencilerden birkaçının videoyu izlediğini görüyoruz ve takip eden süreçte zaten ışık hızıyla en dipten tepeye okul içinde yayıldığını anlıyoruz. Dilek’in çalışma arkadaşının kendisine yolladığı mail ile videodan haberdar olmasını ve içine düştüğü çaresizliğe şahidiz bu kısımlarda. Konuyu aynı gün Kaan ile paylaşıyor, Kaan tarafında bunu çeken-internete düşüren eski sevgiliye karşı çok büyük nefret oluşsa da Dilek’e karşı bölüm boyu gösterdiği özveri ile hikayenin katıksız iyisi olarak parlıyor. Süreç Dilek’in videoyu kaldırtmak için hukuki yollara başvurması, toplumsal dışlanması ve kendini izole etme çabası ile devam ederken Kaan’dan tek bir söz alıyor, asla ve asla videoyu izlememesi. Toplumun en ufak sempati göstermediği noktadayız artık. Çoğunluğun lafta ayıplayıp kapalı kapılar ardında bayıla bayıla yapmaktan çekinmediği şeyler var vuku bulmuş durumda. Ama söz konusu bir başkası olduğunda, hele birde bu başkası kadın olunca, olanın bitenin onun iradesi dışında olup olmadığının hiçbir önemi kalmıyor. Ona karşı herkes en günahsız rolüne bürünebiliyor rahatlıkla. Dilek’in içinde olduğu bu durumu aile, dostlar ve çalışma arkadaşları üzerinden farklı örneklerle izliyoruz. Toplumun ikiyüzlülüğü ile gerçek bir yüzleşme yaşıyoruz. Zamanla Dilek’in ‘herkes izledi’ paranoyasının Kaan’a bulaştığını ve asabiyetini çevreye saçtığını görüyoruz. Uzaklaşmak için İzmir’e gitmeye karar verip yola çıktıklarında Dilek kaçmak için yurtdışı planları yapmaya başladığını söylüyor. Buradan çıkan tartışma sırasında Kaan öfkesine yenik düşüp Dilek’in eski sevgilisine yüklenirken videoyu izlediğini ağzından kaçırıyor. Dilek’in Kaan’ı biz artık eşit değiliz diye terk etmesine sebep veren bu olayın aslında Dilek tarafındaki motivasyonu, kendini suçlu hissetmesinin yanı sıra Kaan’ın hayatının bu olay gölgesinde zehir olacağını düşünmesi olmalı. Açıkçası diğer türlü söz vermiştin ama izledin, o yüzden artık ben yokum kadar sığ bir sebeple tüm bu kaos boyunca yalnızca sevgisine sığınıp destekçin olmuş insandan ayrılmak çok kete bir hareket olurdu. Kaan’ın pişmanlığının işlendiği bölümlerde fabrika önünde sigarasını yakıp geriye baktığı sahne onun toplum normlarını yakmaya karar verdiği mühür bir an, eşlik eden müzik ile sahne müthiş betimliyor. (Arada söylemek gerek ki Ekin Koç çılgınlık anlarını çok güzel yansıtmış ekrana.) Son kısımda Kaan kamera karşısına geçip vücudunu ifşa ediyor ve bunu tüm ortak çevrelerine internet üzerinden yayıyor. Bu hareketle sevgilisini acımasızca yargılayan toplum önünde onunla aynı statüyü paylaşmayı göze alıyor, kendi kaderini onunkiyle eşliyor ve aralarında kaybolan dengeyi tekrar eşitliyor. Bölümün sonunda birbirlerinin saçlarını kestikleri sahne hüzünlüydü evet ama biraz klişe geldi bana, sonrasında bölümü yine sahilde kapatıyoruz ki, zaten 3 bölümdür o sahilin bir parçası olduk bizde artık.
Unutmadan bölümün başında geçen Balıkesir muhabbetine ek olarak Merve Dizdar’ın Nilay karakteri kısada olsa birkaç replik ile bu bölüme dahil oldu. Tunç Şahin bunları easter egg olarak nitelendiriyor ama acaba bu cameolar, sürpriz yumurtalar tat katsın diye eklenen ufak detaylar mı yoksa gerçek ipuçları mı bilemiyorum, bakalım gelecek bölüm bizi nereye sürükleyecek.

Not: Bu bölüme ek olarak Tunç Şahin’in 7YÜZ’ün yapımına vesile olan kısa filmini kesinlikle izlemelisiniz. Zaten ahenkle dans ediyorlar birbirlerinin etrafında. Buyrun linki; https://www.youtube.com/watch?v=bfLsjuUIyy8

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close