İnsanın birden çok kez sevebileceğine inanmıyorum artık. Tabii ki yalnızca tek sefer sevebilecek olma fikri oldukça karanlık ve loş bir hissiyat ama o sevgi uçurumundan ne zaman düşsem, tepeyi tekrar çıkışım önceki sefere göre daha uzun ve meşakkatli oluyor. Mesela son seferimde 3. Veya 4. Virajı dönüyordum ki yolun kenarına tünemiş yaşlı bir Kızılderili ile rastlaştık. Defalardır aynı şeyi deniyor olmaktan bitap haldeydim ve gözlerim kararmak üzereydi, adım atmaya halim kalmadığını hissediyor, o büyük karanlık boşluğa kendimi terk etmemin an meselesi olduğunu biliyordum. Karşıma çıkmasının ilahi bir müdahale olduğunu düşünüp yanına doğru adımladım yolu. Yaklaşırken içimden geçen şey; çok bilgece bazı laflar edeceği ve benim hayata-aşka dair olan tüm inancımın tazeleneceği yönündeydi. Nede olsa o yaşlı bir kızılderiliydi. ‘Tez olan leziz olmaz, kısık ateşte pişirmeli aşkı, özlem ile kavurmalı’ dedi. Nedendir bilinmez, Şems ile kızılderilinin bir akrabalığı olduğunu düşünmeye başlamıştım ve tüm olan bitenin arkasında bir mantık olduğuna inanmak üzereydim. Kan şekerimin tam olarak ne zaman düştüğünü bilemiyorum ama uyandığımda bunları yazdığıma göre, bayılıp bu düşe dalmadan önce kafamı yere oldukça sert çarptığımdan eminim.
Haşmet Ateşer