Yazar: 21:53 Genel Kafalar

Yol

Yol çok güzel, yol öyle güzel ki başında koşarak varmaya çalıştığın o sondan bile vazgeçiriyor seni, yetişmeye çalışmıyorsun artık, zamana teslimsin.

-Yol ve yola çıktığın.

Yolun başında biri vardı, yolun bir yerinde kaybettin, insansın ayağın taşa değer tökezlersin, tökezle. Geçtin bir ağacın altında üzüldün, gözünü açtın, gözünü kapattın, yıprandın. Ümitsizlik sardı bedenini, vazgeçtin. Tütün saran bir uzak doğulu der ki ” İntiharın kesin, acısız, kolay ve hızlı yolları vardır. Seçtiği yoldan tanırım gideni. Müşterek acıların geliş – gidiş zamanlarına göre mektubu cebine koyar çoğu, kimisi mürekkebe üzülür mektup bile bırakmaz. Bazıları ilaçları ve ipi seçer. Bazılarıysa yüksek köprülerin üzerinden atlamayı tercih ederler, onlar için bu dünyaya dair kalan son istektir; düşmeden önce tadını çıkarttıkları manzara.”

Sen şimdi kalk oturduğun ağacın altından, manzarayı son kez görmene henüz var, yoluna aşık ol, sonuna değil, yola çıktığına aşık ol, aitliğine değil.  Unutma hayatta kayıtsız kalınmayacak iki şey var; ya ölümü ya yaşamayı ciddiye al. Bedel dediğin senden bana, benden ona değişir, yeter diyene kadar her şeye ve herkese diren ama an geldiğinde -ki sen onu en çok kendi içinde bileceksin-  işte o zaman yüzleş ve sonsuzluğa karış.

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close