Yazar: 18:26 Genel Kafalar

İflah, iflah, iflah

Bildiğim kapıları açıp bilmediğim evlere giriyorum

Hayır Alice harikalar diyarına da düşmüyorum

Bazı merdivenleri soluk soluğa çıkıyorum

Oysa ancak bodrum katlara varabiliyorum.

Uyarıcı ve uyuşturucuları

İtina ile karıştırıp

Bir miktar alkol eşliğinde

Umudun var olduğuna inandığım keşiflere dalıyorum

Çıktığım yeni diyar seferlerinden

Bölük pörçük ruh halleriyle dönüyorum.

Sayıklamalar eksik olmuyor

Bazen uyanıkken

Aynada gördüğüm benim

Temsil ettiği, parçası olduğu, ucundan tuttuğu her ne varsa

Ona karşı bir haykırış;

Tanrım, tanrım, tanrım

İflâh, iflâh, iflâh

Bir takım pagan dinleri

Eskilere saygı

Kaliteli müziğe özlem

Ejderhalı rüyalar

Birbirlerini vuran insanlar

Tavandan sarkan leş gibi cümleler.

İki yüzlülük elbette

Acını, umumi yerlerde paylaşmalısın diye dayatan toplumun

Ceset gibi kokan

Yozlaşmış elleriyle

Tuttuğu ne varsa çürüttüğü bir yerde

Bastığın yerden kan fışkıran

Fışkıran kan ile onur duyulan bir dünya.

Ben kan ile taçlanan onura hiç inanmadım

Herkesin bir şeyin ‘perver’i olmak için

Birbirini ezdiği günlerde yaşayıp

Sessizce öldüm.

 

*Oğlunu Yiyen Satürn” – Francisco de GOYA

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close