Yabancıyız artık,belki bir o kadarda tanışık.
Yürüdğümüz,karşılaştığımız bu sokaklar, artık,
Dar ,eskisinden bile.
Sokakta birkaç köpek uluyor,üzerime doğru koşuyor.
Bense çaresiz, gecenin vakri sokaktan geçenler bakıyor.
Arabalar duruyor, bense mahzun,tepkisiz.
Yol almayı denediğim inşaatlı,tozlu kaldırım.
Aklımda bir kaç sağlıksız düşünce.
Sığınıp babamı aradım bende.
Bazen çaresiz hissederiz bizde, ben bile.
Yamulmuş ezilmiş otlar,güzellikten yoksunlar.
Varsın onlarda yok olsunlar.
Sevimsiz bir kaç tanıdık yüz görmekten kaçar gibi,
Hızla ilerleyesim gelir taa en karşı kaldırımdan.
Moda kıyısında bir kayalıkta oturmak isterim .
Bilirim bu saatte oralarda tekin değil.
Ankaralılar anlamaz bu tribimi,
Belki günü gelir, bende denizden vazgeçerim.
İçinde üç beş vesikalık tanıdığım, on yıllık cüzdanım.
Onu ne çok kullandım oysa, pörsümemiş o bile ben kadar.
Denize girip hissettiğim çıplak ayaklarım,
Avaz avaz çırpınır Eylül sonunda ben denize girmek isteyince.
Ah bu gördüğüm sisleri yavaşça sinen gök , reva mıdır bunlar sahiden bizlere?
Bir hakediş bir varoluş gayesi içinde, ağlaya çırpına geçen bir ömür, bir sefer olsun yüz güldürmez mi ilk sahibine?
Çatma kaşlarını sende bırak usulca yaşlanıyoruz işte.
Bir egzoz gibi sesli, bir kuş kadar sessiz.
Gök kadar dalgasız şile gibi hoyrat.
Bu kindarlık kime neden niye.
En ucundayım belki kaldırımın,
Ya beni hiç görme , ya da bana uzun uzun bak diye.
Bir sessiz uğultu, içinde daima kapkara bir kuruntu.
Tek nefeste tüm hevesimi yerle bir edercesine.
Bu ürkünçlüğün hipnozu belki gözlerinde gördüğüm, ve belki tekrar yaşamı yad eden bana.
Kalın giyindiren, kapkara bazı geceler.
Hepsinde umutlarımda yeşertip, onları birbir öldüren o geceler.
Bir kaldırımdayım yine trafik kilit, insanlar öfkeli, bense kaçınıyorum hepsinden, bembeyaz elbiseme bir damla çamur değmesin diye.
Visited 1 times, 1 visit(s) today