Pazartesi.- Uzun saçlı bu yeni yaratık fazla ayakaltında dolanıyor. Bu hiç hoşuma gitmedi. Etrafımda birinin olmasına hiç alışkın değilim. Keşke diğer hayvanlarla birlikte kalsa… Bugün gökyüzü bulutlu, doğuda rüzgâr var. Galiba yağmurdan sırılsıklam olacağız… Biz mi dedim ben? Bu da nereden çıktı? Şimdi hatırladım, yeni yaratık hep bizden söz ediyor…
Mark Twain’in Âdem ile Havva’nın güncesinin başlangıç cümlesidir. İlk günden beri erkek denilen hayvan, kadın denilen hayvanı bir türlü sevemedi. Başlangıçlarından beri aralarında her zaman sürtüşme oldu. Anlaşamadılar. Ama modern toplumlar bunu ortak şeylerin paylaşımı ilkesine göre standartlara soktu. Herkesin özgürlük alanlarını belirledi. Kişileri cinsiyetçi yaklaşımdan uzaklaştırmaya çalıştı.
Kadının özellikle bizim gibi toplumlarda “Annelik ve Doğurganlık” rolü mevcuttur. Anadolu ismi, doğuran kadın figürü hep bu topraklarda. Anaçlık rolünü yüzyıllar boyunca sürdürdü. Ne zaman ki kadın üretime girdi, ne zamanki kendisinin de fikirlerinin olduğunu – birey olduğunu fark edip ayağa kalktı, erk kişi o zaman karşısındakini farklı görmeye başladı. Kaburga kemiğinden yaratılan canlının ondan farklı bakması, ona itiraz etmesi hayır demesi elbette kabul edebileceği bir şey değildi.
Ve kabul etmedi. Aşağıdaki sayılar Anitsayaç sitesinden alınmıştır.
“ŞİDDETTEN ÖLEN KADINLAR İÇİN DİJİTAL ANIT”
2008 – 66 | 2015 – 293 |
2009 – 125 | 2016 – 289 |
2010 – 203 | 2017 – 350 |
2011 – 129 | 2018 – 405 |
2012 – 145 | 2019 – 421 |
2013 – 231 | 2020 – 408 |
2014 – 290 | 2021 – 68 |
Erkek denilen hayvan, gücünü yetirebildiği için parçaladı. Fikri olarak yetemediği için pençelerini devreye soktu.
Yoksa siz hiç suaygırının üstsüz güneşlediği için eşini kestiğini gördünüz mü.? Bir zürafa eşi kısa etek giydi diye onu öldürür mü? Hayvanlar âleminde bunu yapabilen tek canlıya insan denir sanırım. Zira 92 yaşındaki bir kadina tecavüz edip onu öldürdükten sonra kaçan başka bir hayvan bilmiyorum.
Liderlik ettiğimiz nadir raporlardan bir tanesini OECD açıklamıştı. Kadına şiddette Kolombiya’yı burun farkıyla geçerek liderliği almışız. 2020 yılı raporunda rakamlarımızı katlayarak daha iler gittiğimiz gözüküyor.
Bence “Kadınlar Günü” ismen ve şeklen değişmeli. “Erkekler Günü” olarak bu günün kutlanması gerek Zira Nasıl ki 29 Ekim’de – 23 Nisan’da – Anneler Günü’nde vb günlerde, bu değerleri 1 günlük kutlayarak evlere dağılıyorsak Erkekler Gününde de 1 gün bayram edip evlerimize döneriz . Zira 364 gün kadınlara özgürlük kalır böylece.
https://kronos34.news/tr/kadina-siddet-en-cok-hangi-ulkelerde-turkiye-oecd-ulkeleri-arasinda-zirvede/