Yazar: 22:49 Genel Kafalar

Dost..

Son birkaç gündür efkârdan içiyorum. Her zaman sevinç ve keyifle içilir düsturuna inat. Gönül durumları her zamanki gibi parçalı bulutlu. Bu nedenle aklım ne zaman baliğ olursa, gönül sayfamı tekrar yazmaya başlarım. Şimdi başka bir konu.

How I Met Your Mother ; 5 farklı kişinin bir masa etrafında buluşmasını, birlikte yıllarca yaşanmışlıklarını anlatır.

Onun Türk versiyonu olan Güle Güle filmi artık son baharlarında olan 5 dostun, dostlukları için yapabileceklerinin sınırı olmadığını anlatır.

Farklı 5 karakter ve yaşanmışlar ile dolu 30 sene.

Şemsi, terk eden eşinin ardından tamirhanesinde yıllarca külüstür arabasını tamir ile uğraşan Şükran Güngör

İsmet, babasından kalan sinema peşinde ömrünü tüketmiş Zeki Alasya

Celal, çocuklarından uzak bir şekilde kalan, hafif asabi ve sürekli evlatlarından ayrı kalmayı dert eden Eşref Kolçak

Galip, bir kez gördüğü kadının ardından yirmi yıldır mektup ile aşkını yaşayan Metin Akpınar

Zarife, 4 eski ve sıkı arkadaş arasında hem bir dost, hem de bir abla, anne vazifesi görerek onların arkasını toplamaya vakfeden Yıldız Kenter

Filminin bir sahnesinde Galip, Sökelinin meyhanesinde oturduklarında soda ister. Celal ve Şemsi “Sen soda sevmezsin. Hayırdır?” diye seslenirler. İkisi birden aynı hayret ifadesi ile. Ne yapıp yapmayacağını, nasıl davranacağını kendisinden iyi bilen inşaların yapacakları şekilde.

Aşkı bu konuya sokmak istemezdim ama olmadan olmuyor. Galip ile, Celal ve Zarife’nin kızı vapurda yan yana oturduklarında, şöyle bir konuşma yaparlar.

  • Benim yaşıtlarım her gün sevgili değiştiriyor.
  • Sevgili değiştirilir mi kızım? Adı üstünde sevgili
  • Hakikaten onca zamandır hiçbir kadınla birlikte olmadın mı? Şey anlamında….
  • Niye olayım. Tabiat bizi her dürttüğünde peşinden gidersek nerde kaldı bizim insanlığımız_
  • Yok artık.
  • Var kızım
  • Ciddi mi diyorsun?

Böyle adamlardan gördüğüm aşk düsturu işte bu. Neyse dağılmaya gerek yok. Bu seferki konu aşk değil diye anlaşmıştık. Bu seferki konu dostluklar, dostlarım.

Resimde gözüken insanların en yenisini yaklaşık beş yıl önce tanıdım. Diğerleri ile teşvik-i mesaimiz yirmi öncesine kadar uzanıyor. Genellikle uzun süreli ilişkilerde aralarda fasılalar olur. Ancak bu adamlar (kadın ya da erkek ) ile fasılasız bir hayat yaşadık.

Masasında bulunduğum, konuştuğum sohbet ettiğim çok insan vardır da, masasında sarhoş olabileceğimi düşündüğüm insan sayısı çok azdır. Muhtemelen de hayatımda sarhoş olduğumu gören insanlar bu masa etrafında toplandı bu akşam.

Ayrı dünyalar, ayrı fikir ve düşünceler ile birbirimizi bulduğumuz bu masada iki abim, bir ablam ve bir kardeşim ile birlikte aynı pencereden bakmak kadar güzel bir hayat benim için paha biçilmez.

Aslolan fikir ise şu. Neden bu adamlar seninle birlikte ya da sen onların hayatındasın. Çünkü her birisi ile konuştuğumda sadece ve sadece kendim gibi hareket ediyorum. Gülmem yada ağlamamı gizlemiyorum. Onların yanında sadece ve sadece kendim gibi davranıyorum.

Tüm dostlarımıza yapmamız gerektiği gibi davranıyorum sadece. Onlarda beni, sadece ben olduğum gibi kabul ediyor sadece hepsi bu.

Beş kişilik ekipte sadece bir ben bekâr kaldım. Darısı başıma kısmı halen çok zor. Bu nedenle iki aile arasında Avrupa – Anadolu arasında gidip – geleceğim muhtemelen. Ta ki okeye diğer ikinci yancıyı bulana dek.

Ps: Bu hikayede ismi geçmeyen diğer dostlar sakın alınmasın. Başka hikayelerde görüşmek üzere 🙂

Dostlar, Romalılar, vatandaşlar, beni dinleyin:

Ben buraya Sezar‘ı gömmeye geldim, övmeye değil. İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler ise çoğu zaman kemikleriyle beraber gömülür gider. Hadi Sezar’ınkiler de öyle olsun. Asil Brutus size Sezar’ın haris olduğunu söyledi; eğer böyleyse, bu ağır bir suç. Sezar da bunu pek ağır ödedi. Şimdi burada Brutus‘ le diğerlerinin izinleriyle, çünkü Brutus şeref sahibi bir zattır; zaten hepsi, hepsi şerefli kimselerdir, evet müsaadeleriyle burada Sezar’ın cenazesinde söz söylemeye geldim. O benim dostumdu, bana karşı vefalı ve dürüsttü; lakin Brutus haris olduğunu söylüyor ve Brutus şerefli bir zattır. Sezar Roma’ya birçok esir getirdi, devlet hazinelerini bunların kurtuluş akçeleri doldurmuştu. Acaba Sezar’da hırs diye görülen bu muymuş? Fakirler ne zaman ağlasa, Sezar’ın gözleri yaşarırdı; hırs daha sert bir kumaştan olsa gerek. Fakat gene Brutus onun için haristi diyor; Brutus da şerefli bir adamdır. Siz hep gördünüz; Luperkalya yortusunda ben kendisine üç defa krallık tacı sundum, üç defasında da reddetti; hırs bu muymuş? Yine de Brutus haristi diyor ve şüphesiz kendisi şerefli bir adamdır. Ben Brutus’ un dediklerini çürütmek için söz söylemiyorum, buraya bildiklerimi söylemeye geldim. Bir zamanlar siz onu hep severdiniz, bu sebepsiz değildi. Öyleyse sizi ona yas tutmaktan alıkoyan nedir? Ey izan! Sen hoyrat hayvanlara sığınmışsın, insanlar da muhakemelerini kaybetmiş. Beni affedin. Kalbim tabutun içinde, şurada, Sezar’ın yanında, tekrar bana gelinceye kadar beklemeli.

https://eksisozluk.com/gule-gule–55897?p=1

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close