Yazar: Besim Tonoz• 27 Kasım 2021• 17:47• Genel Kafalar

Para – Para – Para

2007 yapımı Kalpazanlar filminde “II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin, savaşın tek galibi olabilmek için sahte para basarak diğer ülke ekonomilerini çökertmek istemeleri ve bunun için toplama kampından alınarak çalıştırılan Salomon Sorowitsch” anlatılır. Tam Nazilerin yapacağı bir durum. Ne de olsa sahte para basmak dünyanın her yerinde yasaktır ama bunu “Bizim adamlar” yaparsa sorun olmaktan çıkar.

Kalpazanlığın bilinen ilk hikâyesi ise “15 Kasım 1690’da İngiltere‘de Thomas Rogers ve Anne Rogers isimli çift, 40 gümüş para yaptıklarından dolayı yüksek kademede vatana ihanetten suçlanmıştır. Thomas asılmış, ölmeden indirilip bağırsakları ve penisi kesilip gözlerinin önünde yakılmış ve kafası kesilip vücudu dört parçaya ayrılmış; eşi Anne ise bu ceza sadece erkek hükümlülere uygulandığı için kazıkta yakılmıştır.” olarak anlatılmaktadır Wikipedia’ da.

Bu kadar sıkıntılara konu olan uğruna diri diri yakılabilen “Para” ise mal ve hizmetlerin değiş-tokuşu için kullanılan araçlardan en yaygın olanıdır. Tüm ülkelerin kendi para birimlerinin değerini artırmak için çabaları vardır. Konvertibl bir paraya sahipseniz eğer; bir ülkenin parasını o ülkenin bankalarına götürüp karşılığında yabancı bir ülke parası almak istediğinizde kur denilen ölçü uygulanarak alabiliyorsanız bu durum bulunduğunuz ülke parasının konvertibl olduğunu gösterir.

Kalpazanlarda Merkez Bankaları haricinde illegal olarak kendi bastıkları paraları piyasaya sürerek kendi geçimlerini sağlamaya çalışır. Genel olarak Ülkeler kendi parasının değerini artırmaya çalışır diye söyledim ama bazen bunu yapmaya gerek görmeyen ülkeler de mevcuttur. Mesela biz;

Aşağıdaki verileri Emniyet Genel Müdürlüğünün sitesinden aldım.

2016 yılında yakalanan sahte paraların %81’ini Türk Lirası oluştururken; %13’ünü ABD Doları, %6’sını ise Euro yakalamaları oluşturmaktadır.

2017 yılında yakalanan sahte paraların %87’ini Türk Lirası oluştururken, %11’ini ABD Doları yakalamaları, %2’sini ise Euro yakalamaları oluşturmaktadır.

2018 yılında yakalanan sahte paraların %89’unu Türk Lirası oluştururken, ABD Doları yakalamaları %10, Euro yakalamaları ise toplam yakalanan sahte paraların %1’ i oranındadır

2019 yılında yakalanan sahte paraların %93’unu ABD Doları yakalamaları oluştururken %7 sini Türk Lirası ve Euro yakalamaları oluşturmaktadır.

2020 yılında yakalanan sahte paraların %98’ini ABD Doları yakalamaları oluştururken %2 sini Türk Lirası ve Euro yakalamaları oluşturmaktadır.

Son iki yıldır illegal adamlar (ki yaptığı iş kâğıt bulup üzerine baskı yapmak) bile Türk Lirasını basmıyor. Bu kadar değersiz birşeyi basmak bile gereksiz gözüküyor zahir. Bunun yerine Dolar basıyorlar. Bizde dolar neden artıyor, nereye gidecek diye soralım. Zaten giden gitmiş. Değersizlerden oluşan bir sistem, değerli bir para ister mi?

“Nereden nereye geldik” diye söylemişti ya uzun adam. Gerçekten nereden nereye geldik.

Son MGK bildirisinde “Türkiye’nin hedeflerine uygun şekilde ekonomi politikalarını hayata geçirme sürecinde karşılaştığı ve karşılaşabileceği sınamalar ve tehditler değerlendirilmiştir” açıklaması yer almış, ekonomik olarak da hükümetin icraatlarına karşı çıkanların tehdit olarak görüleceği bildirilmiştir. 28 Şubat mağduruyuz diyerek 20 yıldır iktidarda olan bu zümreye hatırlatmak isterim. 28 Şubat Bildirisi denilen metin MGK Bildirisiydi. Yeni bir Nizam-ı Cedit ordusu elbette kurulacaktır. Ancak sizin batırdıklarınız nasıl temizlenecek gerçekten bilmiyorum.

O zaman Rüçhan Çamay’dan gelsin.