Yazar: 20:24 Genel Kafalar

Bazı İçsel Ayaklanmalar

 

Anlıyorum. Tam anlamıyla değil belki ama anlamaya başladığımı zihnim bana hissettiriyor. Kendi iç kaosumu bastırmaya çalışmaktan vazgeçtim, onu alt katta bırakıp asansörle yukarı çıkmış gibi hissediyorum. Daha azı ya da daha fazlası değil, yeterince hissedecek kadar biliyorum. Rüyalarımı daha az hatırlıyorum yine de hiç görmemiş olmayı dilemiyorum, iç hesaplaşmalar, yüzleşmeler yalnızca intikam ve hırsı çağrıştırıyor oysa mücadele ettiğim her düşmanın arkasında kendime ait bir iz buluyorum. Yorulmak değil de bıkkınlık kelimesini kullanmalıyım bu içinde bulunduğum duruma dair. Kendime bu denli işkence ediyor olmamın tek bir mantıklı açıklaması olmalı, artık yeter diyeceğim ana kadar aç, susuz, sevgisiz kalıp tamamen sefil olduğum noktada intihar kapısına elimin uzanması. Zihnim bu denli bir kaosu yaşarken, ruhum intihar ile kurtuluş partisinin ciddi bir sempatizanı oluyor. Zihnim sonunda intihara varabilmek için mi böyle uzun soluklu şeytani bir plan ile beni ele geçiriyor yoksa ruhum aslında düşündüğüm kadar mücadeleci değil ve pes etmek için bahane mi arıyor? Aslında birbirleriyle biraz iyi geçinselerdi benim bu kayıp hallerim başından beri olmayacaktı, biri kalk gidelim derken diğeri otur daha çay içiyoruz dediği için bu hallere düştüm. Bakın yine birilerini suçlamaya başladım, biraz dinlenmeliyim. Şimdilik kendime veda ederken şu sözleri sayıklayarak hatırlamayacağım bir düşe dalacağım; “her ne olursa olsun mazim, bugünkü vaziyetimden daha bütün bir mesele gibi geliyor. ne ondan kurtulabiliyorum, ne de tamamı ile onun emrinde olabiliyorum.” Saatleri Ayarlama Enstitüsü.

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close