İnsan ne acayip! Kendini tanıdığını zannederken hiç tanıyamıyor aslında.. Dışardan bambaşka görünüyorken aynadaki aksini bambaşka görüyor. Aradaki farkları bilememek ne üzücü oysaki.. Hani diyorlar ya ‘bi öldüğünde öldüğünü bilmezsin bir de salak olduğunda’ diye.. Ya da aynada kendimizi olduğumuzdan 10 kat daha güzel/yakışıklı görüyormuşuz hani.. Halbuki ben en çok kendime dürüst olmak isterdim, kendimi olduğum gibi görebilmek, ne olduğumun farkında olabilmek…
Bi insanı tanımaya çalışırken onu tanıyanlardan onu dinlemek ne kadar doğru peki bu durumda? O, kendini tarif ederken başka birinden duyulmuş olan tam aksi bir yorum varsa mesela; bu durumda ne yapılmalı? Test mi etmeliyiz hangisi doğru diye, bize karşı hangi tavrı sergileyeceğine mi bakmalı? Peki yorumu aldığımız kişi güvendiğimiz, fikirlerine itimat ettiğimiz biriyse; bu durumda önyargılı olmak, başka bir deyişle temkinli mi olmak lazım!? Ya da kişi kendini söylenenden daha kötü görüyorsa, ona onun sandığı gibi mi davranmalı? Daha geniş düşünecek olursak; elimizde iki farklı düşünce varken pozitif olandan yana mı hareket etmeli, negatif olana göre mi?
Ya konu bizsek! Olduğumuzu sandığımız kişi mi doğru yoksa olduğumuzu söyledikleri kişi mi? Herkes kendisine sunulan kadar bilgiye vâkıftır, ne kadar tanık olduysa ancak o kadar bilebilir, dolayısıyla ancak gördüğü kadarıyla tarif edebilir. Biz, kendimizi herkese karşı biliriz, herkesle iletişimdeyken hissettiklerimize kadar çok bilgi sahibiyizdir. Peki bilir miyiz gerçekten!? Ya da bildiklerimiz doğru mudur? Yoksa kendimize karşı hep dev aynasında mı bakarız? İyi ya da kötü ne varsa büyütür müyüz? Hiç iyi/kötü yanımız olmadığına inanmak uç noktayken, yalnızca bir yanımıza yönelmek de taraflı olmak değil midir? Sadece iyi ya da kötü yanlarımızı konuşmak!? Veya konuştuğumuz, anlattığımız her şey biz midir? Belki sadece olmak istediğimiz kişiyi anlatıyoruzdur!? Bir türlü olamadığımız ama olduğumuzu sandığımız, içten içe kendimizi olduğumuza inandırdığımız kişiyi!?
Günümüz kişisel gelişim kitaplarının büyük bir çoğunluğunda da bu konu işlenmiyor mu zaten! Farkındalıklarını arttırmaya, kendini bulmaya çalışırken insan daha çok kayboluyor belki… Olduğumuz kişiye ulaşmaya çalışırken daha da uzaklaşıyoruz belki de kim bilir..
Bu da bir kaybolma meselesi; biz kimiz?
Biz kimiz?

Visited 1 times, 1 visit(s) today