Yazar: 12:23 Genel Kafalar

Değişim

Metrobüste bugün on beş, yirmili yaşlarında bir çift gördüm. Kız cam kenarında, oğlan onun belinden kavramış önünde duruyordu. Konuşmaların bir anında sesler yükselirken, kız hiç beklenmedik bir şekilde çocuğun âdemelmasını göstererek, kendisi ile kıyasladı ve oğlanın göğsüne başını yasladı. Sonrası, süt liman

Şaşırdım mi hayır. Geçmiş günler aklıma geldi..

Yıllar yıllar önce benzer hikâyeleri yaşarken de karşımdaki kadın hiç beklenmedik anlarda beklenmedik şeyleri yaptığından şerbetliyim bu anlara. Hiç olamayacak şeyleri ana sığdırmak kadının nüvesinin olmazsa olmazıdır.

Şikâyetler, konuşmalar, bağrışmalar, bilinmezliklerle dolu bir anı hiç fark ettirmeden, neden olduğunu anlamadan kendine göre bir şekle getirme mahareti başka kimde olabilir. Salak erkek bunu becerebilir mi? Elbette hayır. Bu nüve sadece kadına yakışır

Kadın istediği sürece dünyalar değişmiştir. Hiç bir kanun, anayasa, kurallar, kaideleri kadınlar için yazılmadı. Hepsini zamanla kendi istedikleri gibi olması gereken dünyaları gibi değiştirmek için tırnakları ile kazıdılar,

Büyük Katerina,
Hürrem,
Cleopatra,
Elizabeth,
Florance Nighthingale,
Jane Austen,
Jeanne d’Arc,
Meryem Ana,
Agatha Christie,
Anne Frank,
Benazir Bhutto,
Eva Peron,
Margaret Thatcher,
Marie Curie,
Marilyn Monroe,
Prenses Diana,
Rosa Luxemburg,
Simone de Beauvoir
Virginia Woolf
…..

Ve başardılar.

Yukarıda örnek verdiğim kadınlar, hiç birşeyleri yokken, herkesin itirazına, yapamazsın demelerine rağmen, vazgeçmeden, inandıkları doğrultuda yürüyen ve başaran kadınların öncüleridir. Yaşadıkları zamanda, çektikleri acılar, kan ve gözyaşı yerine artık topluma örnek olarak gösterilmektedirler.

Günümüz ; Ataerkil toplumlarda erkek egemen sanılır. Adam sürekli kükrer, her istediğini yaptırır, emeğine nail olur gözükür,

Kadınsa bekler, ne zaman hançeri çıkartması gerektiğini bilir ve öldürücü darbeyi ne zaman yapması gerektiğini hesaplar

Sonrası zaman, yaşanmışlara ve kararlarda değişiklik ile son bulur. Ama işin en güzel tarafı erkeğin bu kararı verirken tek başına, kendi özgür iradesi ile verdiğini sanmasıdır.

Mutlu toplumlar görmek istiyorsak mutlu ve huzurlu kadınlar yetiştirmenin yolunu bulmamız gerek. Kadın ne kadar huzurluysa aklı fikri baliğse ergin insanlar yetiştirir

Ya da şöyle diyelim; Kadın yapması gerekeni er ya da geç yapacaktır. Olmazlar, yapamazsınlar, sadece ona vakit kaybettir.

Son zamanlarda alışkanlık olduğu üzere, güzel bir yazı ile konuyu nihayete erdirelim. Yıllar, yıllar önce sevdiğim kadın bu yazıyı bana el yazısı ile yazarak vermişti. Halen saklarım.

Tamamını okumak isterseniz link aşağıda

Keyifli okumalar;

Bir Hayattan Bir Hayata Geçmek

……
Kutsal kitapların anlattığı cennet ve cehennem gibi hayatın da, her birinde ayrı bahçeler, ayrı yangınlar, ayrı ateşler, ayrı ıstıraplar, ayrı sevinçler, ayrı çiçekler bulunan çeşitli katlara ayrıldığına, Babil’in asma bahçeleri gibi teras teras yükselen hayatın hangi katında duruyorsanız, yaşayacaklarınızın da durduğunuz yere göre belirleneceğine inanırım ben.

Eğer bir erkek, sevgisinin peşine düşen Dante’nin cenneti ve cehennemi dolaşması gibi hayatın çeşitli katları arasında dolaşmak, bir terastan bir başka terasa geçmek isterse mutlaka kendine yol gösterecek bir kadına ihtiyacı vardır; belki yanılıyorum, ama bana öyle geliyor ki, bir erkek, bir kadının yardımı olmadan, bulunduğu bahçeden bir başka bahçeye, içinde kavrulduğu yangından bir başka yangına tek başına geçemez.
Bir erkeğin düşünsel yeteneği, estetik birikimleri ne olursa olsun, hayatta durduğu kat, içine doğduğu kattır, tanıdığı ilk kadının, annesinin onu bıraktığı kat.
Giyim zevkinin bulunmadığı bir bahçede doğduysanız, giyim zevkinin gelişmiş olduğu bir bahçeye sizi ancak bir kadın götürür; sofralarının inceliklerle donatılmadığı bir katta doğduysanız, incelikli sofraların bulunduğu kata sizi götürecek olan da bir kadındır.
Birlikte olduğunuz kadın değiştiğinde, değişen yalnızca bir kadın değildir, hayatın neredeyse bütünü değişir; bir başka kata, bir başka bahçeye geçersiniz, orada her şey farklıdır.
Dinlediğiniz müzik, okuduğunuz kitap, yediğiniz yemek, gittiğiniz yerler, buluştuğunuz arkadaşlar, hattâ taktığınız kravat bile değişir.

Arkada bıraktığınız, sizi seven ya da sizin sevdiğiniz kadın için duyduğunuz özlem ya da vicdan azabıyla bulanıklaşan yeni duygularınızın yarattığı buğulu kıpırtının içinde beliren taze sevginin yanı başında duruveren tedirginlik de, yalnızca bir trapezden bir trapeze geçerken trapezcinin hissettiği o boşluğa düşme korkusundan değil, biraz da bir hayattan bir başka hayata, bir terastan bir başka terasa atlamanın hafifçe sarhoş eden şaşkınlığındandır.
Bir kadından bir kadına geçmek, bir hayattan bir başka hayata geçmektir.

https://www.antoloji.com/bir-hayattan-bir-hayata-gecmek-siiri/

https://hthayat.haberturk.com/yasam/haber/1028905-dunyayi-degistiren-kadinlar/52

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close