Yazar: 22:16 Genel Kafalar

Lal..

Bir ilişkinin bir gün ya da on yıl sonra bitmesi neyi değiştirir. Başlayan her şeyin sonu olduğu gibi ilişkilerinde bir sonu yok mu? Elbette sevda hikâyeleride, diğer hikayelerde olduğu gibi bitmek üzere başlamaz. Bu son ecelle birlikte nihayete ererse bizler için güzel hayallerden ibaret kalıyor sadece. İlişkiden beklediğimiz süreden önce ayrılırsak, peşi sıra kan ve gözyaşı ile birlikte, kendini sorguladığın bir yolculuk başlar hayatımızda.

Çiftlerin ayrılmasıyla sonuçlanan süreçlerden sonra, yaptığımız seçimlerin kötü olduğunu görmek mi bizi üzüyor yoksa? Manav tezgâhında kıpkırmızı gözüken elmalara evde tekrar baktığımızda yarısının çürük çıkması gibi bir his mi, kandırılma duygusu mu, yoksa karşımızdaki kişiye neden güvendiğimizi sorgulamamız mı veya boşa geçen vakitlere yakılan ağıtlar mı?

Bu soruların tamamı kişilere göre değiştir elbette. Aynı soruya farklı cevap verecek insanlar olduğu gibi, soruları saçma bulanlar da olacaktır ki her yaşam farklı olduğu gibi yaşanmışlıklar da değişir elbette.

Hayatımız boyunca yaşadığımız anıları zamanı geldiğinde heybeden çıkartmak üzere benliğimizde biriktiririz. Acıların büyüklüğü ile doğru orantılı olarak ruhumuzda bozulmalar olur ve artık bellek yetmemeye, geçmişten güzel bir anı yakalayamamaya başlarız. Kendimizle hesaplaşma süreci yirmi beş, otuz iki ya da kırk sekiz saat, belki çok daha da üzün sürebilir. Peki ya sonra? İşte kişilerin tercihi bundan sonra başlar. Hiç bitmeyecek yas sürecine mi girecek, yoksa semaya bakıp kuşların uçuşunu mu izleyecek?

Benim içinse, daha önce görmediğin bir insanı, zamanla tanıyarak, ruhsal ve fiziksel özelliklerine göre kendi içimdeki karşılığı olduğunu sanmanın bir tezahürüdür ilişki. Kişi ilişkide kendini gördüğü, benliğini onda yaşadığı sürece birlikte aynı yolda yürür. Zira benzer esprilere gülmediğin, sinema, tiyatro sevginin kesişmediği, akıl oyunları oynayamadığın, ten uyumu yakalayamadığın, elini tuttuğunda sıcaklık hissetmediğin birisiyle aynı yola çıkmayı kim ister ki? Ya da şöyle sormak gerek. İnsan kimi sever, sevgide ne arar?

Her ne kadar yazmak kolay olsa da yaşamak, uygulamak zor zanaattır bilirim. Küfemde yeni anılara kolaylıkla yer olmadığı halde, geçmiş anılarla, yaşanmışlıklarla dolu olması bunun en basit örneği değil midir?

Yeni bir ilişkiye başlamak ya da eski küfelerden ayrılmak kararını ne zaman alırsınız biliyor musunuz? Zamanı geldiğinde. O zamanı da yaşadığınız güzel ve mutlu anlar belirler. Bu nedenle küfedeki gereksiz ağırlıkları atın ve yerine kendinizi mutlu hissedeceğiniz anlar yerleştirin. Kolay mı derseniz, her şeye rağmen denemeye değer…

Bu arada Lal : (Divan Yazını’nda) sevgilinin dudağı ya da kırmızı şarap demektir.

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close