Eylül’ün ne suçu var?
Başın sıkıştıkça boku Eylül’e atamazsın.
Hadi bana iyi bir Haziranını anlat, ne bileyim Şubat belki Mart?
Nisan’da bir takım fırtınalar kopmuştu di mi?
Kan gövdeyi götürüyor,
Sezar Rubicon’u geçiyor
Ve sen nefes aldıkça, mevsim fark etmeksizin boka sarıyor işler.
Sezar’ın (Jül olan) beyaz bir atı ve harbi heriflerden oluşan 1 lejyon adamı vardı.
Sezar’ın hakkı Sezar’a, gözü kara bir idealistti.
Galya’yı fethetmiş,
Gözünü yozlaşmış senatoyu ele geçiren
Bir grup züppe tarafından yönetilen Roma’ya dikmişti.
Yola ilk adımı atmak yolun kendisinden daha çetin bir mesele olmuştur hep.
Öyle ateşli bir konuşma yapmıştı ki çadırının önünde dizili duran
Kırmızı kaftanlara bürünmüş
Ve sarsılmaz bir sadakat ile komutanlarına bağlı 13. Lejyonuna
Hep bir ağızdan bağırarak ilk adımlarını atmışlardı Sezar’ın arkasından
‘Yozlaşmış demokrasinin canı cehenneme,
Geliyoruz!’