Yazar: 13:24 Genel Kafalar

Muzır Neşriyat

Hükümetlerin basın, yayına karşı duruşları yüzyıllardır birbirini tekrar ede gelmiştir. İktidara gelen hükümetler öncelikle düşünce özgürlüğünden dem vurmuş, zaman içerisinde verdikleri sözleri azaltarak “Benim istediğim kadar” söyleyebilirsiniz noktasına gelmiş ve istemedikleri her fikre sansür uygulamıştır.

1946 seçimlerinde DP, CHP’yi basın üzerine tahakküm kurmakla, fikir özgürlüğüne engel olmakla suçlarken, aynı DP, 1954’de “Neşir Yoluyla veya Radyo İle İşlenecek Bazı Cürümler Hakkında Kanun” u getirmekten imtina etmemiş ve gazetecilere hapiste Ankara Hilton yolu açılmıştır.

1980 darbesinden sonra özgürlükleri vaat eden ANAP 1986’da ‘Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu’ nu getirmemiş miydi? Muzır yayınları poşete sokalım derken, kendilerine aykırı fikirlere uygun gazetelerde sansürlenmiş olarak karşımıza çıkmadı mı?

Şimdi de benzer bir örneğini AKP yapıyor. Teknoloji ile birlikte telefon – telgraf – basın yayın – ve televizyonlara yasak koyanlar, bizim dediğimizden başkasının söylediği doğru olamaz diyenler, gelişen teknolojiye ayak uydurarak artık internet ortamını, sosyal mecraları ele geçirmeye çalışıp, bu alanlara el atmaktan bir beis görmüyor.

Hitler zamanında, beğenmediği fikirlere ait olan kitaplar yakılmıştı. O kadar ki kitapların yakıldığı alanlar karanlıkta bile gündüz gibi gözüküyordu derler. Ülkemizde ve dünyada birçok aydın, düşünür hapiste prangalar eskitmişti bağnaz düşüncelere inat. Galileo’nun mahkemede yaptığı savunma hatırlanır da ona ceza vermek isteyenlerin isimlerini sormak bile kimsenin aklına gelmez.

Peki, yasaklar şu ana kadar bir çözüm oldu mu? Yukarıda belirttiğim kanunları hatırlayan var mı? Bunları o zaman savunanların isimlerinden birisini bilen var mı? Aslolan fikirlerdir, fikirlerin peşinden kopup, onun uğruna dünyayı değiştirmeye çalışanlardır. Siz ne kadar dünya yuvarlak değil deyin bu onun gerçek olduğu anlamına gelmez. Şartlar olgunlaşır, bir adam çıkar karşınıza ve her şeyi değiştirir.

Meclis görüşmelerinden sonra fotoğraf çektiren vekillere bundan birkaç yıl sonra bu kanuna neden oy verdiniz diye sorulduğunda, kem küm den başka bir cevap vereceklerini sanmıyorum. Bu utanç onların bir ömür takip eder demek isterdim ama ar damarı çatlamış insanlar “kandırıldık” demekten başka bir söz bilemezler. Bu nedenle anlayacaklarını sanmıyorum.

Zaman içerisinde bu kanunda, kadük olarak tarihin çöplüğünde yerini alacak. Tarih tekerrürden ibarettir derler ki bence de çok doğrudur. Tüm diktatörler, iktidarlarının son dönemlerinde benzer yasaklamaları uygulamış, sonunda bunun çözüm olmadığını anlamıştır. Sürecin sonunda “yollar açık” mesajını almazlar umarım.

Bundan sonra yapacağımız tek şey beklemek ve görmek.

İsmet Paşa’nın meşhur sözüyle kapatalım “Tarih kürsüsünden hâlinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz.”

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close