-Perküsyon-
Eskidi ruhum kime hesap sorayım, kaç mandala satayım hangi bit pazarına çıkayım.
Eskidi ruhum nerede onarayım, onarmak mühendis işi ben iyisi mi bir terziye yamatayım.
Sahi eskidi ruhum gacır gucur sesler geliyor,
Söylesenize diye çıkışsam size
Diyeceksiniz ki hep bir ağızdan; biz nereden bilelim,
Söylemek sizin söylememek benim şiirim.
Eskidi ruhum, vakti geldi artık, çırpsanız ya bir yorgancıda,
Rutubetli ve serindir dükkanı onun.
Hiç duymadım eskiyen ruhların pazarını, öğrenmek gerek nerede onların loncası.
Siz iyisi mi eskiyen ruhları pek düşünmeyi verin,
Kimsesizlerin mezarlığı pavyon sayılır onların arafında
Sahi sizinkileri bilmem ama benim gömdüğüm ölüler hiç kokmuyordu.
Öyle sakin ölüler, telaşsız ölüler, sanki çok öncesinde ölmüş, ruhları eskimiş ama bir türlü ölecek zamanı bulamamış ölüler
Sahi ölmek bir mesele gibi gözüküyor gündüzleri,
Geceleriyse daha çok bir roman gibi.
–