Su akar deli bakar misali inşaat seyreden insanlar. Saatlerce durmadan makinanın çalışmasını seyreden bu güruh yanı başındaki hoyratlıklara da bir o kadar ilgisiz nasıl kalabiliyor aklım havsalam bir türlü almıyor.
Şirinevler köprüsü üzerini son zamanlarda Gotham’ a benzetiyorum. Köprü girişinde bekleyenler, üzerinde birer metreden az mesafede oturan, dilenen çocuklar. Kart makinasında cüzdanının çıkartmanı seyredenler. Bu yaş grubu 10-12 den fazla değil. Ağırlıklı göçmenlerin oluşturduğu bu kitle sokaklarda yaşamaya alıştı artık. Sokakları kendi evleri gibi gördükleri için artık daha rahat hareket ediyorlar. Kendi Harlem’ lerini yaratmalarına az kaldı. Hep birlikte seyrediyoruz.
Dün 11 şehit haberi geldi. İsmini bilmediğimiz, vatan millet uğruna ölen insanlar. Helikopter hatası, insan hatası ya da çevresel faktörler. Ama giden gitti. Para uğruna yas ilan etmekten geri durmayanlar bugün gene düğün dernekteler. Twit atıp, instagramdan görsel paylaşıp seyrediyoruz sadece.
Yeni Zelanda ile Yunanistan arasındaki hat sallandı. 6,3 ile 8,1 arasında depremler var. Hemen konuşmalar İstanbul depremini tetikler mi diye oldu. Daha Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinin üzerinden 3 ay geçmedi. Orada yaşayanlar, sokakta kalanlar, kar – kış kıyamet. Yok. Sadece İstanbul’da olursa afet bizim için. Sadece seyrediyoruz.
Boğaziçi’ndeki çocuklar, öğretim görevlileri rektör ataması için nümayiş yapıyordu. Oraya br çok gruplar gitmişti. Onlara destek açıklaması yapmıştı. Sonra ne oldu? Ya da şu an oradaki durum nedir. Biliyor muyuz? Seyretmeye devam
Pandemi süreci. Normalleşme. Bugün ajansa düşen haber. “Kuralları İhlal Edenleri Bildirin.” Vatandaş kuralları ihlal edenleri bildirsin diye hükümet açıklama yapıyor. Daha önce de birbirinizi ihbar edin demişlerdi. O yüzden şaşırmadım. Herkes birbirini ispiyonlasın. Birbimizin gözünü oyalım. Sonra da geçip çekirdek eşliğinde seyredelim kan ve gözyaşı nehirlerini.
İçim kanıyor bazen. Etrafımda gördüğüm şeyler ağır geliyor hantal bedenime. Ama tek yaptığım seyretmek…